Traverten taşı bir çok projede tek başına kullanıldığı gibi, diğer doğal taşlar ve yapay taşlarla kombin olarak ta kullanılmaktadır. Ağırlıklı kullanım alanları ise; zemin, cephe ve duvar kaplamalarıdır. Zeminlerde, eşyalarda, cephe kaplamalarında yaygın olarak kullanılan ve oldukça sağlam bir yapıya sahip traverten taşlar, bakımları yapılmadan uzun süre güneş ve su ile temasının olması ya da herhangi bir kaza, hata, ihmal ve benzeri durumlar sonucu fiziksel baskıya maruz kaldığında çizilip hasar görmektedir. Bu çiziklerin sayıları ve derinlikleri arttıkça, zamanla içleri tortu ve kalıntı ile dolmaktadır. Oluşan bu çizikler hem göz zevkini bozar hem de hijyenik olmayan bir ortam oluşur.
Traverten yüzeylerin çiziklerinin giderilmesi için, uygulama yapılacak alan büyüklüğü ve alan yüzeyinin erişilebilirliğine göre; farklı cihazlar kullanılarak çizilen yüzeyler ilk günkü normuna dönebilmektedir. Zemin ve yüzeyler için genellikle silim makineleri ve polisaj makinesi yardımı ile yüzeylere aşındırma işlemi uygulanır.
Traverten taşı kullanım şekli itibari ile az da olsa diğer taşlardan farklı olarak tasarım ve projelerde sıkça kullanılmaktadır. Özellikle zeminler için karo ve parke görünümü küçük ebatlı kesimler tercih edilirler. Bu durum traverten taşı için extra avantaj sağlamaktadır. Kaplama, yüzey ya da zemin üzerinde herhangi bir çatlak, çizilme ve kırılma gibi olumsuzluklar yaşandığında kullanılan taşın parçası rahatlıkla temin edilebilmektedir. Temin edilemeyen durumlarda ise; yine traverten cinsi ve rengine bakmaksızın her iki durumda da yüzeyin onarılması ve tamir edilmesi mümkündür.
Traverten rengi ve cinsi, yüzeyde oluşan bir çatlak derinliği ve boyutuna göre; tamir ve onarım için traverten yapıştırıcıları, derz dolguları ve akemi kullanılabilir. Çatlak derin değilse (çiziğin bir tık üstü), traverten yapıştırıcısı veya epoksi tek başına rahatlıkla kullanılabilir. Derin bir çatlak varsa ve içinin doldurulması gerekiyorsa, akemi tek başına kullanılabildiği gibi, alçı karışımı (traverten tozu en idealidir) ile birlikte de kullanılabilir. Birçok renk çeşidi bulunan aynı zamanda güçlü yapıştırıcı etkisi bulunan akemi sayesinde aradaki çatlakları kapatmak mümkündür. Akemi ve alçı karışımı kullanılacaksa, kullanılan alçı karışımı %30 civarında olmalıdır. Daha fazla alçı eklenmesi, akemi maddesinin yapıştırıcı etkisini azaltabilir ve iki çatlağı birleştirip kapatacak sağlam bir dolgu oluşmaz.
Akemi ya da epoksi veya traverten yapıştırıcısı ile yapıştırma işlemi ardından iyice kuruması beklenir ve ardından, sırasıyla numarasına göre kuru pedler kullanılarak yüzey zımparalanarak pürüzsüzlük sağlanır. Cilalama da kullanılan pedler ile polisaj makinesiyle yapılacak cilalama işlemi ardından, çatlak ve dolgu izleri ortadan kaybolur ve yüzey istenilen görünüme kavuşur. Traverten cinsi damarlı ve desenli ise; çatlak onarımı sonrası kalan izler, neredeyse hiç belli olmaz. Traverten tek renk ise; derz dolgusu ve traverten rengi birbirini tutmazsa, onarılan bölge göze çarpabilir.
Çizilmiş traverten yüzeyler için de, traverten silim ve parlatma işi yapan yüzey yenileme firmaları, profesyonel cihaz ve ekipmanlarla yüzeyleri eski haline döndürmektedirler. Gerekli ekipmanlarınız varsa, yüzeyde oluşan çizikleri kendiniz de onarabilirsiniz. Burda dikkat edilmesi gereken en önemli nokta, çiziklerin yüzey üzerinde kapladıkları alan ve derinlikleridir. Bu derinliklere bağlı olarak kullanılacak pedlerin ölçüleri, doğru işlem yapılabilmesi açısından önem taşımaktadır.
İlk aşama olan çiziklerin giderilmesi işleminde, yüzey üzerindeki hasar durumuna bağlı olarak kuru ped ile zımparalama işlemi yapılır. Hafif çizik var ise; 200 numaralı grid ped kullanılır. Eğer tam pürüzsüzlük sağlanmaz ise; 100 numarali grid ped kullanılır. Hala pürüzsüzlük elde edilemiyorsa, 50 numaralı grid ped ile yüzey üzerinde tam pürüzsüzlük sağlanır.
Parlatma işlemi zımparalama işleminin aksine en küçük grid numaralı cilalama pedinden başlayarak, polisaj makinesiyle (orta hızlı devirde) yüzeye uygulanır.
Son aşama olan koruyucu cila yüzey parlaklığının belli bir süre kalıcı olmasını sağlayan, cilanın zeminle kaynaştırılması ve dış etkenlere daha dayanıklı olması için doğal gözeneklerin doldurulması işlemidir. Koruyucu cila sonrası, yüzey üzerinde hiç bir işlem yapılmadan cila türüne göre, kuruması ve zemine işlemesi için 4-24 saat arası beklenir.
Traverten zemin ve yüzeylerinin korunmasının en doğru yolu profesyonel cila ürünleri kullanarak düzenli aralıklarla cilalamaktan ve emprenye uygulamasından geçer. Fakat bu işlemlerin periyodik zamanlama açısından daha uzun aralıklarda olması için, extra önlemlerinde alınması gerekir. Genellikle ıslak görünüm, kaydırmazlık, sızdırmazlık gibi işlemler için uygulanan emprenye işlemleri, aynı zamanda daha hijyenik ortam sağlamakla birlikte, travertenin kullanım ömrünüde uzatmaktadır.
Traverten zeminleri korumanın pratik ve basit yolu ise; yüzey üzerinde kullanılan eşyaların, herhangi bir sebepten dolayı yüzeyi çizmesini önlemek için eşyaların ayak altlarına saydam koruyucu pedlerin yerleştirilmesi, eşyaların zemini çizmesini engeller. Bu sayede eşyaların baskı kuvvetinde kayması da engellenecektir. Tezgah ve masa benzeri yüzeyler içinse; yine şeffaf ve yapışkan yüzey koruma filmleri kullanılabilir.
Son olarak bilindiği traverten gibi gibi doğal taşlar güçlü asitsel ürünlere ve kimyasallara karşı duyarlı kayaçlardır. Bir noktaya kadar dayanım ve direnç gösterseler de, zamanla yüzey üzerinde olumsuz tepkiler görülmesi mümkündür. Özellikle çizilmiş veya çatlak yüzeyler ile temas etmeleri sonucunda, çiziklerin çatlaklara dönüşmesi, çatlakların ise daha da derinleşmesine sebep olabilirler.