Yer altı ve mağara sularının içlerindeki kalsiyum karbonatın belirli koşullar altında çökmesi sonucu meydana gelen kalsiyum karbonattan oluşan kimyasal tortul kayaçlara Traverten denir. Oluşumu sırasında oluşan gazın dışarıya çıkmasıyla gözenekli (süngerimsi görünüm) bir yapıya sahip olur. Bu süngerimsi görünümü ile diğer akrabalarından (mermer, granit) kolayca ayrılır.
Doğal taş sektöründe ve genel anlamda bir çok farklı isimle bilinen ve Fransızca'dan Türkçe'mize geçen Traverten, boşluklu kireçli tortul kayaç, sünger görünümlü kalker tortu, pamuktaş, silisli tortu, pamuk taşı, kalkerli tortu, travertine gibi isimlerle de bilinmektedir. Traverten taşı maden ocaklarından çıkartılır ve fabrikalarda işlenerek ebatlandırılarak blok halinde elde edilir. Ağırlıklı olarak kahve tonu ve benzer renk geçişlerinde olan bu doğal taşın, beyaz, altın, ten rengi, koyu paslı kırmızı tonlarda ve daha bir çok renk ve tonda olan çeşitleri mevcuttur.
Fransızca'dan dilimize geçen Traverten (travertino), eski çağlardan beri yaygın olarak kullanılmakta, İtalyanca Tiburtinus, Roma döneminde Lapis Tiburtinus (Tibur taşı) veya Tivertino olarak ta adlandırıldığı eski kaynaklarca bahsedilmiştir. Günümüzde ise; Travertine, Travertino gibi isimlerle de adından bahsettiren Traverten Taşı, Jeolojik, jeomorfolojik, hidrografik, klimatolojik ve biyolojik etkinliklerin bir sonucu ortaya çıkan karbonatlı tortul bir kayaç olan Traverten taşının oluşum temeli, CaCO3 olup, Ca+2 ve HCO3'ce zengin yeraltı sularının genellikle bir faydan, çatlaktan ya da yarıktan yeryüzüne çıktıkları yerde fizikokimyasal ve biyokimyasal olarak bünyelerindeki CaCO3’ı çökeltmesiyle oluşmaktadır. Genellikle kaplıca, mağara ve yer altı kaynaklarının olduğu yerlerde, suların içerisinde ki zengin olan kalsiyum karbonatın kimyasal tepkimesi sonucunda oluşan suyun ve karbondioksitin zamanla çıkarması ile meydana gelen çökelme sonucu meydana gelirler. Suyun sıcaklığı ve onun üzerindeki insan etkisi, bitki etkisi, biyolojik etkiler gibi birçok etki, traverten taşının oluşum sürecine dahildir.
Kalker ve mermer gibi kayaçların bünyesindeki sulara, yağışların etkisiyle atmosferden ya da diğer kaynaklardan gelen karbondioksit, karbonik asit oluşturarak suyun eritici özelliğini artırır. Traverten, basınç altında, bünyesinde erimiş karbon dioksit bulunan yeraltı suları, geçtikleri bölgelerdeki kalsiyum karbonatı (CaCO3) eriterek taşır. Suyun aniden açığa, basınçsız ortama çıkması ve karbondioksitin uçması ile, suda erimiş bulunan kalsiyum karbonat çok ince katmanlar halinde kayaların üzerine çöker. Bu birikim zamanla yastık gibi yumuşak hatları olan travertenleri oluşturur. Bu oluşuma en güzel örnek ise; turizm sektörünün gözbebeği olan, turistlerin her yıl akın ettiği Denizli ilindeki Pamukkale ilçesinde bulunan, Pamukkale Travertenleri'dir. Ülkemizde Denizli-Pamukkale, Bolu-Akkale, Ağrı-Diyadin, Cihanbeyli-Bolluk Gölü, Erzincan-Otlukbeli Gölü, Erzincan-Çayırlı-Ekşisu, Erzurum-Hölenk, Erzurum-Çat-Köseler, Erzurum-Karaçoban, Van-Başkale, Hadim-Aksazak, Hadim-Yerköprü, Sındırgı-Hisaralan, Sivas-Sıcakçermik gibi birçok yerde birer doğa harikası olan bu traverten birikim şekilleri bulunmaktadır. Ancak, Pamukkale travertenleri haricindeki alanlar koruma statüsüne sahip değildir.
Kullanımı çok eski çağlara dayanan Traverten taşı, oldukça sağlam ve dayanıklı yapısıyla bir çok alanda ve tasarımda kendine geniş yer bulmaktadır. Granit ve Mermer'e göre dayanıklılık gücü daha zayıf olmasına rağmen hemen hemen bir çok yapı ve cephe kaplamalarında dekoratif amaçlı sıkça kullanılmaktadır. Gözenekli yapısı ile her ne kadar zayıf bir taş gibi görünse de, ortalama 250-750 kg/cm2 basınca kadar dayanabilir. Delikli ve damarlı bir yapıya sahip olan bu taşın bu olumsuz özelliğine rağmen kaymaz yapıda oluşu ile içmimarinin vazgeçilmezi olmaktadır. Ağır kimyasal maddelerden ve asidik tüm ürünlerden etkilenebilir, doğal yapısı ve görüntüsü bozulabilir. Bir çok renk ve tonda elde edilebilen Traverten, kaymaz özelliği sayesinde özellikle zeminlerde, havuz kenarlarında, bahçede, mutfakta ve banyoda çokça tercih edilmektedir. Hafif olması nedeniyle de, dış ve iç cephe kaplamalarında da oldukça rağbet gören Traverten Taşı, cila ve benzeri uygulamalarda kimyasalı kabul eden bir yapıya sahiptir. Aynı zamanda ekonomik olarak da uygun olan bu değerli taş, antibakteriyel özelliği ile insan ve hayvan sağlığını tehdit etmez.
Uzun ömürlü olması ve bir çok çevresel şartlara göğüs gerebilmesi ile bilinen Traverten, dış ortam ve fiziksel faktörlerden etkilenmemesi ile doğal taşlar, diğer yapay kaplama taşları ile kıyaslandığında daha uzun ömürlü kaplama ve döşeme dekorasyon malzemeleri içerisinde yer almaktadır. Diğer bir özelliği ise; travertenin bakıma ihtiyaç duymamasıdır. Bakım için tek yapılması gereken dış mekanlarda taşları yıkamak, iç mekanlarda ise sadece üzerindeki tozu almak yeterli olmaktadır.
Doğa'nın bir hediyesi olan Traverten pek çok farklı türe ve çeşitliliğe sahiptir. Bej, kırmızı, pembe, altın sarısı, gümüş, portakal ve kahvenin bir çok tonu ve rengine sahip olması kullanım seçeneklerini de bu ölçüde arttırmaktadır. Morfolojik açıdan bakıldığında ise; Şelale tipi travertenler, göl çökelleri, dike yakın eğimi olan kubbe, fan ya da koniler, teras tipi travertenler ve çatlak sırtı tipi olmak üzere 5 ana sınıfta tanımlanmıştır. Yaşlı travertenlerde yapılan çalışmalar ile litolojik özellikleri esas alarak, fay önü, kendiliğinden oluşan kanal tipi ve aşınmış traverten tabakaları olmak üzere 3 yeni traverten tipi daha eklenmiş toplam 8 tip traverten olarak belirlenmiştir. Topografyanın şekline bağlı olarak kaynak sularının laminer ve türbilanslı akımı sonucu, topografyada çeşitli traverten tipleri oluşur. Travertenler, eski topografyanın şekline, çökelme ortamındaki sıcaklık, derinlik, karbonat yoğunluğu ve flora değişikliklerine göre yedi farklı litotip gösterir. Bu litotipler; Kristalin kabuk tipi, Çalı tipi, Kamış tipi, Breşik, Sal tipi, Gaz boşluklu ve Pizolitik travertenlerdir.
Traverten taşı; çatlak, kırık, çürük damar, delik ve boşluk durumlarına göre, 1. ve 2. sınıf olmak üzere iki sınıfa, kalınlıklarına göre de, blok ve plaka olmak üzere iki ayrı sınıfa ayrılırlar. Dikine yapılan traverten kesimlerinde suyolları açığa çıkar ve böylelikle suyolu (vein cut Türk kesimi) adını alan kesim tarzları oluşur, görünümü ahşabı andırır. Suyolu stilinin tersine (Cross-Cut Amerikan Kesim) kesimler yapıldığında ise; daha farklı bir görsel elde edilmektedir. Bu kesimde suyolları taşın üzerinde kaybolacağından ötürü delikli dokular elde edilir. Bu sayede cross-cut taş kesim stili ile, vein cut kesiminden daha da dayanıklı taşlar elde edilmesini sağlar.
Piyasada bilinen Traverten çeşitleri ise; Noche (Noce, Noçe), Red, Orange, Fildişi, AntiqueBlend, PeachBlend, Leonardo, Golden (Gold), Scabas (ScabasRossa-Gold Rossa-Brown Scabas), White Veincut, Light, Frig Light, Amon Light, Rodos, Myra Limestone, Silver, Walnut (Açık-Koyu), Ivory, Chocolatte ve Pewter Silver Traverten olarak pazara sunulmaktadır.
Eski çağlarda özellikle Roma dönenimdeki yapı ve anıtlarda gördüğümüz Traverten taşı, günümüzde de göz alıcı görünümüyle, ekonomik fiyatıyla ve hemen hemen her tasarıma uygun kullanım avantajı ile ve kaydırmazlık özelliği ile de kendine bir çok projede yer bulmaktadır.
Havuz kenarı kaplamalarında, bahçe yer zemin döşemelerinde, banyolarda, lavabo ve küvetlerde, dekoratif süs eşyaları, televizyon arkası duvarlarda, şömine üzeri kaplamalarda, baca kaplaması, salon duvarı, mutfak duvarları, bina giriş duvar kaplaması, oturma odası duvar kaplaması, yatak odası duvar kaplama, iş yerlerinde, ofis duvar kaplamasında, otel girişleri ve oda duvar kaplamaları, peyzaj uygulamaları, mimari proje duvar kaplamalarda, bina dış cephe kaplamalarda sıkça kullanılmaktadır. Özellikle mimari kullanım alanlarının çok fazla olmasından dolayı, tek katlı ev, villa, müstakil ya da apartmanlarda ve tabii ki çeşitli mekanlar için de kullanılmaktadır.
Traverten'nin anti bakteriyel özelliklere sahip olması ve doğal bir şıklık sunması, özellikle lüks yapılarda tercih edilmesini sağlamaktadır. Her ne kadar susuz alanlarda tercih edilse de, sulu alanlarda da herhangi bir zarar görmediği bir çok yapı ve projede görülmektedir. Traverten taş direk suyla temas etmesinde her hangi bir sakınca olmasa da, havuz ve benzeri uygulamalarda tamamlayıcı dekoratif malzeme olarak kullanımı oldukça yaygındır.