Mermer, metamorfik hareketlerin zamanla oluşturduğu kireçtaşının ısı ve basınca maruz kalmasıyla (kalker ve dolomitik kalkerlerin yeniden kristalleşmesiyle meydana gelmesiyle) oluşan maden türüdür.CaCO3 kristallerinden oluşan mermerlerde esas mineral Kalsit'tir. Aynı zamanda az miktarda silis, silika, feldspat, demiroksit, mika, fluorin ve organik maddeler bulunabilir. Çoğunlukla mineral kalsitten (CaCO 3) oluşmakta ve genellikle kil mineralleri, mikalar, kuvars, pirit, demir oksitler ve grafit gibi diğer mineralleri de içermektedir. Ayrıca düşük oranda MgCO3 (Magnezyum karbonat) içermektedir.
Kalker, traverten, kumtaşo, gnays, kuvarsit, granit, siyenit, serpantin, andezit, bazalt gibi magmatik taşlar da mermer olarak isimlendirilmektedir. Mermer genel olarak beyaz ve kırmızı bir renge sahip önemli bir madendir. Fakat yabancı maddeler nedeniyle sarı, pembe, kırmızı, mavimtırak, esmerimsi ve siyah gibi renklerde de olabilirler.
Mermer'in bilinen tarihi; milattan önce 7-8'inci yüzyıllara kadar uzanmaktadır. Özellikle eski çağlarda ve Hitit döneminde sağlamlığı ve kolay işlenme özelliği sayesinde çeşitli sanat eserlerinin ortaya çıkmasında tercih edilirdi. Günümüze kadar gelmeyi başaran pek çok heykel ve süslerde bu maddeye rastlamak mümkündür. Bu eserlerde kullanılan mermerlerin türleri çok çeşitli olmakla birlikte ebatlarının çok büyük olduğu dikkat çekmektedir. Antik yapı ve tapınaklarda, heykellerde, saraylarda, Mısır firavun mezarlarında, piramitlerde, surlarda, kalelerde, stadyum ve açık hava tiyatrolarında ve etkinlik alanlarında mermere sıklıkla rastlanmaktadır. Mermer tarihler boyunca bir çok mimaride kullanılmış ve Osmanlıdan bize kalan bir tarihi kültür mirasıdır. Şuan mermer yerine kullanılabilecek ne kadar taş çıkmış olsa da mermer bir tarihtir ve mermerin vazgeçilemez bir nostaljisi vardır. Türkiye'deki mermer yatakları ve ocaklarının pek çoğu milattan önce Romalılar, Bizanslılar ve Yunanlar tarafından işletilmiştir ve Türkiye’den çıkan ve ithal bir çok çeşidi bünyesinde barındırmaktadır. Tarih boyunca değişik uygarlıklar tarafından dayanıklılığı ve estetik görünümü nedeni ile özellikle anıtlarda, görkemli yapı malzemesi olarak kullanılmış; günümüzde Türkiye'de genellikle zemin döşeme (% 36), iç (% 14) ve dış cephe kaplama (% 10) malzemesi olarak inşaat sektöründe, mezarcılıkta (% 11) ve süs eşyası (% 8) yapımında kullanılmaktadır. Ülkemizde 80’nin üzerinde değişik yapıda, 120’nin üzerinde değişik renk ve desende mermer rezervi belirlenmiştir. Mevcut mermer ocaklarının %90’ı Ege, Marmara ve Orta Anadolu’da işletilmekte iken dağlık yapısı itibariyle Doğu Anadolu’da da işletilmeye hazır yeni ve yüksek mermer rezervleri mevcuttur.
Mermer genel anlamda doğal taşlar olarak tabir edilen doğal taşlar grubu içerisinde jeolojik yapısı itibariyle bu adları almış doğal malzemedir. Bunun altında ya da üstünden çeşitli jeolojik isimlerle anılan malzemeler olsa da genel kapsam itibariyle mermere yakın olanların tamamı mermer malzemeleri içerisinde isimlendirilmişlerdir. Bu taşların tamamına doğal taş denir ve gerçekten doğal bir malzemedir. Mermer genel olarak beyaz ve kırmızı bir renge sahip önemli bir madendir. Ancak yabancı maddelerin araya girmesi ile sarı, pembe, mavimtırak, esmerimsi ya da siyah gibi farklı renkler üzerinden şekil alabilmektedir. Özellikle mikroskop ile incelendiği zaman birbirine güçlü biçimde kenetlenmiş olan ‘kalsit kristalleri’ üzerinden oluştuğu anlaşılmaktadır. Bileşim açısından ise %90-98 CaCO3 (Kalsiyum karbonat) üzerinden oluştuğu görülmektedir. Aynı zamanda düşük olan MgCO3 (Magnezyum karbonat) içerdiği biliniyor. Özellikle endüstriyel açıdan bakıldığında kesilip parlatılma özelliğine sahip her taş mermer şeklinde anılmaktadır. Cilalanması, bloke edilmesi, rahatça kesilip şekil alması gibi unsurlar söz konusu olduğunda, mermer ismi ile alınması konusunda yeterli gelmektedir. Bu doğrultuda magmadan türemiş olan birçok farklı kayaç örneği de mermer olarak geçmektedir. Böylece oldukça farklı sayıda kayaçtan bahsetmek mümkün iken, Türkiye'de en çok bulunan madenler arasında yer aldığı söylenebilir. 5 Haziran 2004 tarihli ve 25483 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Maden Kanununda Mermer; II. Grup madenler; Dekoratif taşlar, Traverten, Kalker, Dolomit, Kalsit, Granit, Siyenit, Andezit, Bazalt ve benzeri taşlar içerisinde yer almaktadır.
Doğanın bize sunduğu tamamen doğal ve zararsız ve en güzel madenlerden olan mermerin büyüsü gün geçtikçe daha da artmaktadır. Birçok yapı alanları ve dekorasyonda sıklıkla kullanılan mermer, özellikle eski çağlarda sağlamlığı ve kolay işlenme özelliği sayesinde çeşitli sanat eserlerinin ortaya çıkmasında tercih edilirdi. Günümüze kadar gelmeyi başaran pek çok heykel ve süslerde bu maddeye rastlamak mümkündür. Mermer yapısal ve dekoratif pek çok uygulamada kullanılmaktadır. Dekoratif ve mimari kullanım alanları arasında duvar kaplama, zemin döşeme, heykel ve kaidelerde, merdivenlerde, kaldırımlarda, şömine ve lavabolar bulunmaktadır. Pekçok göz kamaştırıcı antik anıt ve yapılar mermer ile inşaa edilmiştir. Yunanlılar, Romalılar ve Osmanlılar tapınaklarını, camilerini, saraylarını, heykel ve katedrallerini mermer ve mermer süslemeler ile dekore etmişlerdir. Mermer, tarih boyunca saraylardan camilere, Antik Yunan heykellerinden Hindistan’daki Tac Mahal’e kadar birçok alanda kullanılmıştır. Işığı geçirme özelliğine sahip ince kristalli mermerlerin saydamlık özellikleri sayesinde süs eşyası yapımında ve heykel-traşcılıkta kullanılmış, günümüzde de kullanılmaya devam edilmektedir. Mermerin günümüzde ve geçmişte en yaygın kullanımı zemin döşeme ve duvar kaplamalarıdır.
Günümüze kadar geçen zamanda kullanım alanları yaygınlaşmak ile beraber inşaat sektöründe çok daha yaygın olarak kullanılmaktadır. İşlendikten sonra dekoratif bir görünüme kavuşan mermer, yaşamımızda pek çok yerde karşımıza çıkmaktadır. Evler ve benzeri yaşam alanları bu alanların en başında gelmektedir. Mutfak tezgahlarından süs eşyalarına varana dek evimizde mermer yapımı pek çok objeye rastlamamız mümkündür. Sanat alanındaki kullanırlığı devam etmesi yanında mezar taşı olarak da sıklıkla tercih edilir. Mermerin sıcak ve zarif görünümü; mermeri mimar ve mermer ustalarının daha ziyade koridor ve fuayelerin dekorasyonunda kullanmalarına neden olmuştur. Açık renk mermerler zemin döşemelerinde tercih edilirken; renkli mermerler kullanıldıkları ortamlara dramatik etki vermesi için desen ve mozaiklerde kullanılmıştır. Mermer sütunlar çoğunlukla görkemli atmosfer vermek için tapınak, saray, cami ve adalet saraylarında kullanılmıştır. Şömine yapımı esnasında farklı işçilik teknikleri kullanılması; şöminenin karakteristik çeşitliliğinide arttırmaktadır. Mermerin yumuşak ve dekoratif yapısı yüzyıllar boyunca heykeltraş ve sanatkarların en çok rağbet gösterdikleri doğal taş çeşidi olmuştur. Tarih, mermer kullanılarak imal edilen sayısız çeşme, masa, vazo, pervaz, heykel, sütun örnekleri ile doludur. Romalılar ve Osmanlılar mermeri hijenik malzeme olarak hamam, banyo, küvet ve buhar odalarının inşasında kullanmışlardır. Her iki medeniyette bu tür yapılarda mermer kullanarak zariflik ve sağlığı aynı yapı altında elde etmeyi başarmışlardır. Sert mermerler,binalarda daha çok döşemelerde ve kapı eşiklerinde kullanılır. Genel olarak,silikat minerallerinin artmasıyla birlikte mermerin sertliği de artar. Sert mermerlerin kesimi ve şekillendirilmesi daha zor ve masraflıdır. Buna karşılık,çok iyi cila kabul ederler.
Suyu emme özelliği bulunan mermerler ise; yağmur suları özellikle karbonat içeren mermerlerde tesir ederek çözülmelerine neden olur ve daha çok binaların dış cephe kaplamalarında kullanılmaktadır. Mermer üretiminde elde edildiğinde göz korkutucu devasa boyutları, sanayileşme ile birlikte teknolojinin de gelişimiyle istenilen boyutlara getirilmesini kolaylaştırmıştır. Bu sayede günlük hayatımızdaki yeri yaygınlaşmış; binalarımızın merdivenleri, banyolar, masa, hatta kül tablasına varana dek karşımıza çıkar hale gelmiştir. Sağlam yapısı nedeni ile mimari alanda taşıyıcı kolon olarak da işlevi vardır. Her ortama uyum sağlayabilen bir mineral olduğu için; Hititlerden Osmanlı’ya kadar birçok medeniyet tarafından tercih edilmişlerdir. Günümüze; mutfak tezgâhı, mezarcılık, sütun, çeşme, zemin döşemesi, dekorasyon, duvar kaplama, banyo ve şömine gibi çeşitli kullanım alanları bulunmaktadır.